Varsın ödemesin, kesmeyin. Vakti gelir, biraz geç de olsa öder. Borç namustur bizim halkımız için. Yaşlıdır, kimsesizdir ve emekli aylığıyla aldığı maaşla zor geçiniyordur. Kesmeyin. Alırsınız. Her şeyi, her şekilde aldığınız gibi. Bir kaç tuşla ulaşabiliyorsunuz artık insanların gelmişine, geçmişine... Nerede yattı, nerede kalktı, kiminle hangi saat ne yaptı. Biliyorsunuz. Kesmeyin. Ahlaken, vicdanen, insanlık namına kesmeyin. Yapılan zamlardan dolayı ödeme gücü olmayanlara esnek davranın. Mesela bir ay süre verin. Sonra, biraz daha. Uyarın. Bu süreçte de gecikme bedeli alınmassa da iyi olur. Eğer sosyal bir geliri yoksa, Varsa, zaten sıkıntı yok. Alırsınız. O sosyal kuruma gidersiniz, bu kişinin maaşından her ay şu kadar kesin, benim elektrik param ödensin, benim su param ödensin, benim gaz param ödensin, Böylece hem devletimiz halk için var olur hem de halkımız halk gibi güvenli yaşar. Sosyal devlet diye buna denir zaten. Alırsınız, korkmayın. Kimsenin parası kimse de kalmaz. Hele elektrik, su gaz dağıtıcıları gibi kurumların alacakları hiç kalmaz. Devletle eş gödüm çalışırlar çünkü. Devletin üzerindeki bazı yük hafiflesin diye iş başındadırlar. Bu tür organizasyonların birincil nedeni halka hizmet etmektir. Halkın özerinden para kazanmak değil. Halk, tükettiği hizmete karşılık elbette bir bedel ödemektedir. Ancak ödeyemeyen kimilerini dar da bırakmak sosyal devlete yakışmaz. Düşünün, küçücük bebeği var ama bir nedenle ödeme gücü olmamış, belki on beş gün, belki bir ay sonra ödeyebilecek insanların su, elektrik ya da gazını kesmek o insanı başka insana muhtaç etmek, boyun bükmek zorunda bırakır. Sonun da, belki ve büyük ihtimalle, birilerine boyun bükerek para alacak ve ödeyecek borcunu. Ne gerek var ? Neden muhtaç ediyorsunuz ? Ölüm var. Bu hayatta. Bırakın gönül rahatlığı içinde ödesin ve siz de verdiğiniz hizmetin karşılığını gönül rahatlığı ile alın. Alım gücü sizde çünkü.