Bu vatanda doğmak şanstır. Dört mevsimi, envai tür güzellikleriyle Dünyanın en güzel yeridir. Cennet neresidir?
Diye sorsalar, Çoğumuz ??burası?? deriz. Hiçbir ülkenin bu kadar çeşitli güzellikleri yoktur. Yaradan bize her şeyin en güzelini sunmuş. Sunmuş da, sadece çalışmayı sevmeyen bir milletimiz var. Bizim kadar rahatına düşkün kaç millet var? Köylü köyü unutmuş; yoğurt, yumurta şehirden köye gitmeye başlamış. Hazırcı bir toplum olmuşuz. Her şeyi çalışmadan elde etmeye çalışıyoruz. Sevmiyoruz çalışmayı, Unutuyoruz dünyaya geliş nedenimizi. Bizi bu âleme gönderen ye, iç, yat diye göndermedi. Üret, katkı sağla, insanlığın gereğini yap diyor. Biz maalesef geçmişin mirasını, geleceğin fırsatlarını Hesapsızca harcıyor, tüketiyoruz. Her kim günlük muhasebesinde vicdanı rahat ise, İki dünyası güzelliklere yakındır. Uyuşturulan bir nesil ile karşı karşıyayız. Fişek gibi bir nesil heba ediliyor. Amaçsız, deli tavuk gibi dolaşıp zaman harcayan bir nesil geliyor. Hayatının en güzel yılları heba edilen bir kuşak yetişiyor. Üretmenin tadına varmayan, asalak gibi yaşamaya meyilli bir gençlik oluşturuluyor. Caddeler, sokaklar gençlerle dolu. Kafeler, çay ocakları adamdan geçilmiyor. Gençler, ufuklarını açacak projelere heveslendirilmeli. Her biri altın gibi değerli olan bu çocuklar En iyi şekilde yetiştirilmelidir. Onların, geleceğin Türkiyesi?nde mutlu olması Bugünden alınacak kararlarla mümkün. Herkes taşın altına elini koymalı. Bu cennet vatan onlara emanet edilecek, Bu bayrak daha ilerlere onlarla taşınacak. Onlar ne kadar donanımlı olursa geleceğimiz o kadar güvende olacaktır. Bu vatanda doğmak sorumluluk istiyor. Dünya da huzur olacaksa bu vatanın evlatlarıyla olacak. Gözyaşı dinecekse bu vatanın yiğitleri sayesinde dinecek. Bu vatanda doğmak; şanstır, sorumluluktur, lütuftur. Gelecek dünyanın dizaynı bugünün adımlarıyla olacak. Unutma, taşıdığın cevheri. Sen dua almış bir neslin temsilcisisin. Öyleyse haydi!