Gebelik kaybı, 20. gebelik haftası öncesi gebeliğin düşükle sonlanmasıdır. Klinik olarak fark edilen gebeliklerin -15?i düşükle sonuçlanır. Gebelik kayıplarının P-75?inde genetik faktörler (embriyonun kromozomlarının sayı ya da yapıca anormal olması) sorumludur. Gebeliğin 20'nci haftasından önce ve bebek 500 grama ulaşmadan gerçekleşen iki veya daha fazla düşüğe, tekrarlayan düşük denir ve üreme dönemindeki kadınları %1?ini oluşturur Birçok kadın çok erken dönemde düşük yaptığından düşüğü ağır bir adet kanaması zannederek fark edemeyebilir. Düşüklerin yüzde 75'i 16'ncı gebelik haftasından, yüzde 62'si ise 12'nci gebelik haftasından önce gerçekleşir. Gebelik ilerledikçe düşükle sonlanma ihtimali azalır. Tekrar düşük yapma ihtimali ilk düşükten sonra yüzde 25, ikinci düşüğü takiben yüzde 30 ve üçüncü düşüğü takiben yüzde 40'tır.
Düşük Belirtileri Nelerdir?
1. Kanama ve Kasık Ağrısı
Düşüğün ilk bulgusu vajinal kanamadır. Bu açık renkli bir kanama olabileceği gibi vajinal salgılarla karışık koyu kahverengi bir kanama da olabilir. Vajinal kanama saptandığında hemen sizi takip eden hekime başvurmanız gerekir. Anne adaylarının yüzde 70'inde, gebeliğin ilk haftalarında lekelenme şeklinde kanamalar görülebilir. Gebeliğin ilk haftalarında meydana gelen lekelenmeler, embriyonun rahme tutunması sırasında görülür. Vajinal kanamaya kasık ağrısı ve krampların eşlik etmesi, düşüğün en önemli bulgularındandır. Gebeliğin ilk aylarında artan progesteron hormonunun bağırsak ve idrar yolları üzerindeki etkilerine bağlı olarak kasık ağrısı görülebilir. Düzenli aralıklarla gelen ve giderek şiddetlenen kasık ağrısı varlığında hemen hekime başvurulmalıdır. Uzun süren kanama ve kramplar çoğunlukla düşükle sonlanır.
2. Bulantının Azalması veya Bitmesi
Gebeliğe bağlı bulantı ve göğüslerde gerginlik gibi bulguların birden kaybolması gebeliğin sağlıklı devam etmediğinin göstergesi olabilir. Anne-baba adayının yaşı, beslenme, bağışıklık sistemi ve bazı hastalıklar da düşüğü tetikleyebilir:
Gebelik Kayıpları Ne Zaman Araştırılmalı?
Embriyoda kalp atımı görülmüş ise Önceki gebelik kaybında alınan genetik incelemede normal karyotip analizi rapor edilmişse Anne yaşı 35?in üzerinde ise Anne adayında infertilite (kısırlık varsa) Anne ve/veya babanın karyotip (genetik) analizinde anormallik varsa. Arka arkaya tekrarlayan 2 gebelik kaybı, tanısal araştırmaya başlamak için yeterli sebeplerdir.
Tekrarlayan Gebelik Kayıplarının Sebepleri Nelerdir?
1. Anatomik faktörler: Anne adayı rahminde bulunan doğuştan (uterus septum, unicornuate uterus, uterine didelphys, bicornuate uterus) ya da sonradan kazanılmış anomaliler (miyom, rahim içi yapışıklıklar)
2. Bağışıklık sistemi ile ilgili faktörler (sistemik lupus eritemozis, antifosfolipid sendromu) Doğuştan gelen trombofililer (pıhtılaşma bozuklukları) plasenta patolojileri ile direk ilişkilidir
Bu Durumda Hangi Testler Yapılabilir?
1. Anne ve baba adaylarında karyotip analizi (alınan kan örneklerinde genetik araştırma)
2. Anne adayının rahminde anatomik bir sorun olup olmadığını araştırmak için 4 boyutlu ultrasonografi, histerosalpingografi (rahim ve tüplerin ilaç verilerek görüntülenmesi), histeroskopi, laparaskopi,
3. Doğuştan ya da sonradan kazanılmış trombofili (pıhtılaşma bozuklukları) ve immünolojik bozuklukların araştırılması için anne adayından alınan kan örneklerinde trombofili paneli çalışması.
4. Tekrarlayan gebelik kaybı sonrası gebe kalan gebelerde amniyosentez, koryon villüs örneklemesi, kordosentez gibi anne karnında girişimsel işlemler ile gebelik materyalinin kromozom analizi hakkında kesin bilgi edinilebilmektedir.
Bir sonraki gebeliğinin sorunsuz olması için?
Özellikle tekrarlayan düşük, erken doğum, su gelmesi ve anne karnında fetüsün ölümüyle sonuçlanan hasta grubunda, hastanın bir sonraki gebeliğine ışık tutabilecek araştırma ve incelemeler yapılmaktadır. Bu yöntemle rahim içi enfeksiyonlar, bağışıklık sistemine ait problemler, bazı pıhtılaşma bozuklukları ve rahim yatağı ve plasentada oluşan damarsal anormallikler ve kanlanma problemlerini tespit edebilmekteyiz. Düzenli takip çok önemli Saptadığımız anormalliklerin bir kısmında hastaları gebe kalmadan önce takibe alıp pek çok değişik ilaçları tedavide gebelik öncesinde; bazılarını da gebe kalır kalmaz kullandırmaya başlıyoruz. Yine aynı incelemelerde saptanan değişiklikler yönünde hastayı bir sonraki gebeliğinde takip şeklimiz değişmekte ve normal bir gebe takibinden tamamen farklılaşabilmektedir. Bu yüzden bu hasta grubunda normalde doğum sonrasında artık materyal olarak kabul edilen ve imha edilen plasenta ve zarların patolojik incelemelere olanak verecek şekilde saklanması önem arz etmektedir. Böylece gebeliklerinde problem yaşamış olan pek çok hasta ileride sağlıklı bir gebelik sonrasında sağlıklı bebeklere kavuşma fırsatına kavuşmuş olacaktır.