Hatay Antakya’da yaşanan olay, sadece bir inşaata değil, adalet duygusuna da vurulmuş ağır bir darbedir.
Hatay Antakya’da yaşanan olay, sadece bir inşaata değil, adalet duygusuna da vurulmuş ağır bir darbedir. Gece yarısı ruhsatlı bir binanın kolonlarını kesmek, hukuk devleti anlayışına sığar mı?
Kolonları yıkmakla adalet sağladığını düşünenler bilsin: Hukuk, gizli operasyonlarla, karanlık baskınlarla değil; şeffaflıkla, hakkaniyetle işler. “Adalet” adı altında yapılan bu hukuksuzluk, aslında topluma verilen bir gözdağıdır. Ama unutulmasın, her baskının bir bedeli, her hukuksuzluğun bir hesabı vardır.
Bugün ruhsatlı bir binaya yapılan bu keyfi müdahale, yarın kimin kapısını çalacak? İnsanlar artık mülküne, emeğine, ruhsatına güvenemeyecekse hangi kurumdan adalet bekleyecek?
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyuruyor: “Mazlumun duasından sakının. Çünkü onun duasıyla Allah arasında perde yoktur.”
Hatay halkı mazlumdur. Ve mazlumun ahı yeri-göğü titretecek güçtedir.
Kolon keserek adalet olmaz! Bu şehrin kolonlarını değil, güvenini yıkıyorsunuz. Bu hukuksuzluğun hesabı elbet sorulacak.
