Araştırmacı Yazar Şemsettin GÜNAY

Tarih: 19.07.2018 19:28

ŞEYTANIN AVUKATLIĞI

Facebook Twitter Linked-in

Hukuk fakultelerinde öğrencilere savunma yaptırırken bir de karşı tarafın savunmasını isterlermiş. Buna ise Şeytanın avukatlığı adı verilirmiş.

Ben de bugün şeytanın avukatlığını yapmak istiyorum.

Adnan Oktar gurubunu (Özellikle cemaat demiyorum, zira dini bir cemaatle hiçbir alakaları yok) şimdiye kadar hiç benimsemedim.

Hatta çıktığı A9 kanalı için kırmızı nokta konulmasını istemişliğim kadar vardır.

Ancak son yapılan operasyonda siz bir gariplik hissetmiyor musunuz.

Adam yakalandığı andan itibaren gerek yazılı basında, gerekse de görsel medyada suç örgütü olarak anılıyor.

Gözaltına alınanların henüz ifadeleri bile alınmadan, savcılık iddianamesi bile hazırlanmadan medyada hiçbir buzlamaya ve gizlemeye bile gerek duymadan teşhir edilip, adeta infaz ediliyor.

Emniyetin basına dağıttığı iddialar sanki delillendirilip, mahkeme kararını vermiş gibi manşetlerde anlatılıyor.

Bunlarda neler yok ki.

Cinsel istismardan tutun, hayali ihracata, küçük yaşta çocuk alıkoymaktan, uluslar arası casusluğa kadar herşey var.

Elleri kelepçelenip, konuşanların ağızlarının kapandığı, boyunlarına basılarak polis arabalarına bindirildiği bu insanlar şimdiden basın tarafından suçlu ilan edilip infazları yapıldı bile.

Hani hukukta beraati zimmet asıldı?

Hani her insan suçu ispat edilinceye kadar masum olarak kabul edilirdi.

Televizyonlarda çarşaf, çarşaf yüzleri gösterilen, hiçbir buzlamaya gerek duyulmayan kızlı, erkekli bu insanların bir kısmı mahkemelerde suçsuz görülüp beraat alırlarsa ne olacak?

Bunlar kendi mahallelerinde nasıl yürüyecek, yakınlarının yüzlerine nasıl bakacaklar?

Bu insanları infaz edenler bir müddet sonra kendi dünyalarına yeniden dalarken, infazını yaptıkları, adeta toplumsal lince tabi tuttukları masumların hesabını nasıl verecekler.

Yargılanmadan, hüküm verilmeden yapılan bu teşhirler insan haklarına aykırıdır.

Unutulmamalıdır ki henüz bu insanlar haklarında hüküm verilinceye kadar zanlıdır, kendi izinleri dışında teşhir edilmeleri yasal da değildir.

 

Bir diğer konu Ş.Urfa?da bir doktorun başına gelenler..

Bilindiği gibi çocuğunu getirip ilgi görmediğinden yakınan bir hasta yakını suçladığı doktorun kafasında parke kırarak hastanelik ediyor.

Elbette ki olay çok çirkin ve kınanması gereken bir hadise.

Ancak hasta yakınını bu kadar çileden çıkaran neden ne olabilir bunu araştırdık mı?

Ben doktorlara tıp eğitimi yanında bir de iletişim dersi verilmesinden yanayım.

Her doktor hastasına bakarken hasta yakınıyla da empati kurabilmeli, onu anlamaya çalışmalıdır.

Elbette ki işleri zor, işleri zahmetli, işleri sıkıntılıdır.

Ama çocuğunun derdine düşmüş bir anne ve babanın acısınıda anlaması, iletişimi ona göre kurması da ayrı bir zorunluluktur.

Olayı sadece güvenlik ve polisiye tedbirlerle önleyemezsiniz. 19.07.2018


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —